Amaç

Meme kanseri tanılı hastalarda trucut biyopsi ve rezeksiyon materyallerinde immünohistokimyasal prognostik parametrelerin sonuçlarının karşılaştırılması hedeflenmiştir.

Gereç ve Yöntem

1 Temmuz 2015 ve 1 Ağustos 2017 tarihleri arasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Laboratuarı’na trucut biyopsi veya rezeksiyon halinde gelen ve raporlanmış olan olgular; Nucleus otomasyon yazılımı ile dökümante edilmiştir. Biyopsi ve rezeksiyon materyallerinin her ikisi de laboratuvarımızda yorumlanan ve bu iki spesimen arasında immünohistokimyasal sonuçlarda farklılıklar tespit edilen olgular belirlenmiştir. Tüm analizler Microsoft Excel ile yapılmıştır.

Bulgular

Meme kanseri tanısı almış 348 hastaya ait 449 patoloji spesimeni mevcuttur. Bu spesimenlerin; 303'ü "İnvaziv Karsinom, NST", 39'u "İnvaziv Lobüler Karsinom" şeklinde raporlanmıştır. Bu grup içerisinde trucut biyopsi ve rezeksiyon spesmenlerinin her ikisi de laboratuvarımızda tanı alan 100 olguya ait östrojen reseptörü (ER), progesteron reseptörü (PR) ve C-erb B2 skorları dökümante edilmiştir. Sonuçlarda farklılık gözlemlediğimiz 14 olguda rezeksiyon operasyonu ve ilgili spesimenin makroskopik örneklenmesi arasında geçen süre ve fiksasyon süresi incelenmiştir. Bu hastalarda operasyon ve makroskopik örnekleme arasında geçen; ortalama süre 2 gün, en kısa süre 3 saat, en uzun süre 5 gün olarak bulunmuştur. En sık farklılık C-erb B2 skorlarındadır (n=10) ve bunu ikişer olgu ile Progesteron Reseptörü ve Östrojen Reseptörü takip etmektedir. Trucut biyopside negatif olarak raporlanan C-erb B2'nin, rezeksiyon materyalinde şüpheli pozitif (skor 2) olarak yorumlandığı 6 olgu var iken bir olguda trucut biyopsi sonucu şüpheli olarak yorumlanmış ancak rezeksiyon materyali negatif olarak değerlendirilmiştir.

Sonuç

Meme kanserli hastanın tedavisinde büyük önem taşıyan prognostik parametrelerin doğru şekilde yorumlanabilmesi önem arz etmektedir. Çalışmamızda da görüldüğü üzere biyopsi ve rezeksiyon materyallerinde immünohistomyasal sonuçlarda fark görülebilmektedir. Bu farkların sebebi; makroskopik örneklemenin gecikmesi, otoliz, takip artefaktı ve kesit alımının doğru şekilde yapılmaması olabileceği gibi tümör heterojenitesi de olabilir.