Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Anjioma Serpijinozum: Olgu Sunumu
Asuman Kilitci 1 Ersoy Acer 2
1 Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Kırşehir, 2 Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı, Eskişehir

Özet

Giriş: Anjiyoma Serpijinozum (AS) genellikle çocuklukta başlayan ve kadınlarda, alt ekstremitelerde görülen nadir, benign, yüzeysel kapillerleri tutan, kutanöz bir vasküler hastalıktır. AS ilk olarak Hutchinson tarafından 1889?da tanımlanmış ve bugünkü ismi 1893 yılında Crocker tarafından verilmiştir. Günümüzde, AS?nin nevoid vasküler bir malformasyon ya da vasküler bir neoplazm olduğu konusunda görüş birliği bulunmamaktadır. AS?un klinik ve histopatolojik özelliklerini vurgulamak amacıyla sunmaya değer bulduk.

Olgu: On yaşında erkek hasta dermatoloji polikliniğine iki yıl önce farkedilen ilk olarak sol el ve önkolda başlayan ve omuza doğru proksimal serpijinöz ilerleme gösteren asimetrik punktat, kırmızımsı mor papüller, öyküsü ile başvurdu. Olgunun bilinen herhangi bir hastalığı yoktu ve ailesinde benzer lezyon öyküsü bulunmamaktaydı. Unilateral nevoid telenjiektazi (UNT) ve AS öntanıları ile önkoldan punch biyopsi alındı. Histopatolojik incelemede papiller dermis ve retiküler dermis yüzeyel kısımlarında çok sayıda dilate kapiller damarlar izlendi. UNTde östrojen ve progesteron reseptörlerinin arttığını gösteren bildiriler bulunması nedeniyle bu reseptörler için immünohistokimyasal boyamalar yapıldı ve negatif olup, AS'nin patogenezinde hormonal uyaran olmadığını düşündürdü. Klinik (çocuklukta başlaması, sporadik olması, akral tutulum, asimetrik serpiginöz yayılım, kırmızı-mor punktat papüller) ve histolojik bulguların korelasyonu ile olguya AS tanısı verildi.

Sonuç: AS ayırıcı tanısında basit purpura, unilateral nevoid telenjiektazi, anjiokeratoma korporis diffuzum ve anjiokeratoma sirkumskriptum neviforme, pigmente purpurik dermatoz, Henoch-Schöenlein purpurası, nevus flammeus, jeneralize veya progresif esansiyel telenjiektazi düşünülmelidir. Olgumuzun histopatolojik incelemesi ve klinik özellikleri ile bu tanılar dışlandı. Lezyonun spontan gerilemesi görülebilir ve nadir olarak da lezyonda kısmi veya tam gerileme de bildirilmiştir. Lazer tedavisi kabul edilebilir ve etkili bir tedavi şekli olarak düşünülmektedir. AS, akral vasküler deri lezyonlarının ayırıcı tanısında bulunmalıdır.