Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Lynch Sendromu Taraması: Üçüncü Basamak Merkezin Multidisipliner Deneyimi
Orhun Çığ Taşkın 1 Esra Yücel 3 İbrahim Kulaç 1 Serpil Eraslan 3 Orhan Ağcaoğlu 2 Emre Balık 2 Yersu Kaplan 1 Hülya Kayserili 3
1 Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, 2 Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 3 Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı

Özet

Amaç

Kolorektal kanserlerin yaklaşık %5?i başta Lynch sendromu olmak üzere herediter kanser sendromları ile ilişkilidir. Tanımlanmış mutasyonlara sahip bireyler kolorektal ve diğer maligniteler açısından risk altındadır. Bu bireyler ve aileleri, arttırılmış kanser tarama ve takiplerinden fayda görmektedir. Lynch sendromu ailelerini belirlemek detaylı klinik, patolojik ve genetik değerlendirmeden oluşan multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

Son yıllarda birçok patoloji laboratuvarında, primer kolorektal kanserlerinde mismatch repair (MMR) gen ekspresyon profilleri immünhistokimyasal olarak taranmaktadır. MMR protein ekspresyonlarının en az birinde kayıp olan olgular genetik konsültasyona yönlendirilmektedir. Merkezimizde 2015 yılından bu yana uygulanmakta olan bu tarama yönteminin sonuçları sunulmaktadır.

Gereç ve yöntem

2015-2017 yılları arasında, Koç Üniversitesi Hastanesi?nde opere edilmiş ve materyalleri Patoloji bölümünde incelenmiş 208 primer kolorektal adenokarsinom hastası çalışmaya dahil edilmiştir. 208 olgunun 167?sinin seçilmiş parafin bloklarına, mikrosatellit instabilite taraması için MMR genlerinin ekspresyonlarını/kayıpları belirlemek amacıyla, immünohistokimyasal olarak MSH-2, MLH-1, PMS-2, MSH-6 boyaları yapıldı. Ekspresyon kaybı görülen hastalar, herediter kanser sendromları açısından risk sınıflaması yapılarak genetik danışmanlık için Tıbbi Genetik Bölümüne yönlendirildi. Gerekli mutasyonel analizler Trusight Cancer Panel Analysis metodu kullanılarak yapıldı.

Bulgular

167 hastanın 25?inde MMR genlerinin en az birinde immünhistokimyasal ekspresyon kaybı saptandı. Bu hastaların birinde (%0,6) Lynch sendromu ile uyumlu mutasyon tespit edildi (MLH1 geninde heterozigot c.G2041A [p.A681T]). Hasta aile öyküsünün sorgulanması ile ailede yedi kişinin sendromdan etkilenmiş olduğu saptandı.

Sonuç

Literatürde tüm kolorektal kanserlerin %2-4?ünün Lynch sendromu ile ilişkili olarak belirtilmektedir. Uluslarası klavuzlarda da belirtildiği üzere, kolorektal karsinomlarda immünhistokimyasal olarak Lynch sendromu risk taraması, yüksek riskli olarak belirlenen olgularda mutasyon analizi ve genetik konsültasyon ile tanının doğrulanması gerekmektedir. Bu sayede, hasta ve ailedeki diğer etkilenmiş bireylerin erken teşhis, tedavi ve/veya izlemi etkin şekilde sağlanabilir. Patolojinin rolünün kritik olduğu bu multidisipliner tarama yöntemi ülkemizde artan sayıda merkezde yürütülmekte olup; cerrahi, genetik ve patoloji bölümleri arasında devamlı iletişim ve işbirliği gerektirmektedir.