Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Presakral ve bacak yerleşimli glomus tümörü, nadir yerleşimli 2 adet olgu sunumu
Seda Eryiğit Kokkoz 1 Anıl Aysal Ağalar 1 Özgül Sağol 1 Seymen Bora 2 Haluk Vayvada 3 Burçin Tuna 1
1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, İzmir, 2 Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, 3 Dokuz Eylül Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir

Özet

Giriş: Glomus tümörü, genellikle parmak ve tırnak yatağında görülen perivasküler (perisitik) bir

tümördür. Bu tümörün glomus cisimciklerinden geliştiği ve genellikle dijital alanlardaki Sucquet-

Hoyer kanalından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu tümörler genellikle benign olup bazen

malignite potansiyeli belirsiz ve malign olarak da görülebilmektedir. Literatürde presakral bölgede ve

bacakta bildirilen birkaç olgu vardır.

Olgular: 34 yaşında kadın hastada, yaklaşık 1 aydır hareket ile artan ağrı şikayetiyle ile hastanemize

başvurması üzerine görüntülemede rektum posteriorunda yerleşim gösteren 10 cm çapında kistik

lezyon saptanmıştır. Eksize edilen kitle makroskopik olarak 9x7x1.5 cm boyutunda olup perfore,

kistik, iç yüzü kanamalı ve düzensiz görünümdedir.

42 yaşında, dış merkezde bacak yerleşimli cilt altı kitle nedeniyle operasyon öyküsü bulunan erkek

hasta insizyon skarı altında kitle nedeniyle hastanemizde yeniden opere edilmiştir. Kitlenin

makroskopik incelemesinde 2x2x1.5 cm boyutunda düzensiz görünümde ortası fibrotik kistik doku

saptanmıştır.

Mikroskopik olarak her iki kitlenin kesitlerinde daha çok damar çevresinde yerleşim gösteren sitoplazmik sınırları belirgin, küçük

yuvarlak monoton hücreler dikkati çekmektedir. Yapılan immünohistokimyasal incelemelerde bu

hücreler vimentin, aktin, kalponin ve kaldesmon ile boyanmıştır. Her iki olgu da mevcut bulgular ile

glomus tümörü ile uyumlu bulunmuştur. İlk olgu derin yerleşimli ve 2 cm?den büyük olması nedeniyle

?malignite potansiyeli belirsiz? grubunda yer almaktadır.

Sonuç: Glomus tümörünün oldukça nadir yerleşimli birer örneği olan olgularımız, bu tümörün bu

nadir lokalizasyonlarda da ayırıcı tanıda akılda tutulması gerektiğine dikkat çekmek amacıyla

sunulmaya değer bulunmuştur.