Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Prolifere Trişilemmal Kist: Olgu Sunumu
Hatice Kuzular 1 Neşe Çallı Demirkan 1 Özgen Kıvanç 2
1 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, Denizli, 2 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı, Denizli

Özet

GİRİŞ

Prolifere trişilemmal kist, kıl follikülü dış kök kılıfından gelişen, yavaş büyüme gösteren nadir benign deri neoplazmıdır. İlk olarak 1966 yılında Wilson-Jones tarafından prolifere epidermoid kist olarak tanımlanmıştır. Trişilemmal kistin tipik histolojik özellikleri yanında artmış mitotik aktivite, değişken sitolojik atipi ve belirgin keratinosit proliferasyonu göstermektedir. Kadınlarda erkeklere göre 4 kat daha fazla ve genellikle ileri yaşta görülür. Bazen lokal agresif olabilen benign tümörler olarak kabul edilmekle birlikte literatürde az sayıda malign davranış gösteren prolifere trişilemmal tümör tanımlanmıştır.

OLGU

Sol deltoid bölgede kitle şikayetiyle başvuran 50 yaşında erkek hasta. Fizik muayenesinde deriden kabarık 2 cm çapında kenarları kahverenkli ortası hiperemik düzgün sınırlı lezyon izlendi. Sebase kist ön tanısıyla total kitle eksizyonu yapıldı. Gönderilen eksizyon materyalinin kesi yüzünde 2x1,5 cm boyutlarında iyi sınırlı, kirli sarı krem renginde nodüler lezyon izlendi. Mikroskopik incelemede dermiste iyi sınırlı, bol amorf keratin ve yer yer kalsifikasyon, diskeratoz ve girdap benzeri whorl yapıları içeren skuamöz hücre adaları izlendi. Hücrelerde sitonükleer atipi ve pleomorfizm görülmedi. Mitoz seyrekti. Ayrıca yabancı cisim tipi dev hücreler ve kolesterol kleftleri mevcuttu. İmmunohistokimyasal incelemede skuamöz adalarda p53 %90 diffüz (+), CD34 adaların periferinde (+), CD31 ve D2-40 (-) saptandı. Ki67 adaların periferinde proliferatif zonda (+) izlendi. İyi sınırlı olması, çevreye invazyonun izlenmemesi, hücrelerde belirgin nükleer atipi ve pleomorfizmin görülmemesi, trişilemmal tipte bol keratinizasyonun varlığı nedeniyle olgu benign prolifere trişilemmal kist olarak raporlandı. Ancak olgunun nadir görülmesi ve literatürde benign olmasına rağmen metastazı olan olguların bildirilmesi nedeniyle sık aralıklarla hasta takibi önerildi.

SONUÇ

Prolifere trişilemmal kist benign deri neoplazmı olarak kabul edilmesine rağmen literatürde akciğer, karaciğer, mediasten gibi uzak organ metastazlarının izlendiği olgular bildirilmiştir. Ayırıcı tanıda malign prolifere trişilemmal tümör, skuamöz hücreli karsinom, bazal hücreli karsinom, epidermoid kist, keratoakantom, ter bezi tümörleri, nodüler melanom ve anjiyosarkom akılda tutulmalıdır. Bu lezyonların tanınması malignite olasılığı ve birçok farklı malign tümör ile karışabilmesi nedeniyle önemlidir.