Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
MEMENİN İNVAZİV DUKTAL KARSİNOMLARINDA HIF VE STAT'LARIN,TÜMÖR GELİŞİMİ-PROGNOZU-HORMON RESEPTÖRLERİ?CERBB2 İLE İLİŞKİSİ
Mehtap Eroğlu1, Saime Hale Kırımlıoğlu2
1Kayseri Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
2Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet

Bu çalışmada retrospektif olarak arşiv taraması ile 2002 ve 2008 Tarihleri arasında, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında mastektomi ve aksiller disseksiyon yapılan ve Tıbbi Patoloji Anabilim Dalında tanı almış 150 Meme karsinomu olgusu incelendi. Taranan olgulardan 24 Tanesi lenf nodu metastazların varlığı ve yokluğu dikkate alınarak incelemeye alındı.

AMAÇ: STAT1, STAT2, STAT3, STAT5a, STAT5b, HIF1α, HIF2α’nın meme kanserlerindeki rolünü belirlemek. METOD: 24 meme kanseri olgusunda STAT1, STAT2, STAT3, STAT5a, STAT5b, HIF1α, HIF2α’nın varlığı immünohistokimyasal olarak değerlendirildi. Tümör grade’i, çapı, sınırları, tümör içi desmoplazi ,iltihabi infiltrasyon, nekroz, aksiler lenf nodu tutulumu, östrojen, progesteron, cerb-B2 ile boyanma durumları arasında farklılıklar değerlendirildi.

BULGULAR: STAT1, STAT2, STAT3, STAT5a, STAT5b, HIF1α, HIF2α’nın meme kanserlerinde eksprese edildiğini saptadık. Lenfosit, miyoepitel hücreler , damar duvarlarında, nontümoral duktus epitelinde boyanmanın olduğunu saptadık.

SONUÇLAR: Bu çalışmada meme tümörlerinde STAT1, STAT2, STAT3, STAT5a, STAT5b, HIF1α, HIF2α’nın varlığı gösterilmiştir. Antikorlar formalinle fiske, parafin bloklara immünohistokimyasal olarak gösterilebilmektedir. Tümör grade’i, çapı, sınırları, tümör içi desmoplazi, iltihabi infiltrasyon, nekroz, aksiler lenf nodu tutulumu, Cerb-B2 ile boyanma durumu ile STAT ve HIF ekspresyonları arasında (p>0.05) istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulamadık. STAT5a ve östrojen boyanmasını (p< 0.05) istatistiksel olarak, HIF2α ve progesteron boyanmasını (p< 0.05) istatistiksel olarak anlamlı bulduk. Bulgular STAT ve HIF’lerin invaziv duktal karsinomların gelişiminde rol oynayabileceğini düşündürdü, hormon reseptörleri ile ilişkisi nedeni ile gelecekte tedavi seçenekleri olarak kullanılabilmeleri için yeni çalışmaların yapılması gereklidir