Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
Meme Başı Akıntı Sitolojisi: Akıntıya Karşı Kürek mi Çekiyoruz?
Dilek ECE 1 Merve BAŞAR 1 Şermin KÖKTEN 1 Gonca GEÇMEN 1 Kenan ÇETİN 2
1 Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği, İSTANBUL, 2 Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, İSTANBUL DOI : 10.5146/jcpath.2017.13

Özet

Amaç: Meme başı akıntı sitolojisi klinik yararı hâlâ tartışmalı, patoloji rutininde sık karşılaşmadığımız ve deneyimin sınırlı olduğu alanlardan biridir. Bu çalışmada, meme başı akıntı örneği papiller lezyon açısından kuşkulu bulunan hastalarda sitolojik özellikler ile histopatolojik tanıların karşılaştırılması ve tanıda yönlendirici morfolojik özelliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Patoloji Kliniği arşiv kayıtları 1 Ocak 2015 ve 31 Aralık 2016 tarihleri arasında meme başı akıntı sitolojisi değerlendirilen hastalar açısından tarandı. Sitoloji örneği papilla ya da benzeri yapı oluşturan üç boyutlu duktus epitel kümeleri içeren ve daha sonra cerrahi eksizyon uygulanan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalara ait yayma preparatlar tekrar gözden geçirildi. Üç boyutlu duktus epitel kümelerine ait sayısal ve yapısal özellikler derecelendirilerek histopatolojik tanıları ile karşılaştırıldı.

Bulgular: Çalışmaya yaşları 26-81 (medyan 46) arasında değişen 25 kadın hastaya ait meme başı akıntı örneği dahil edildi. Eksizyon materyallerine ait histopatolojik değerlendirmede hastalardan 2?sinde (%8) in situ duktal karsinom, 6?sında (%24) intraduktal papillom, 2?si (%8) atipik intraduktal papillom, 3?ünde (%12) multipl intraduktal papillomatozis, 1?inde (%4) meme başı adenomu, 9?unda (%36) duktal ektazi, 2?si (%8) fibrokistik değişiklik saptandı.

Sonuç: Sitolojik örneklerde gözlenen ve papiller lezyonu düşündüren benzer morfolojik özelliklere sahip duktus epitel kümelerinin hem neoplastik hem de neoplastik olmayan lezyonlara eşlik ettiği gözlendi. Bu gruplardaki sayıca artışın neoplastik lezyonlar açısından duyarlılığı %50, özgüllüğü ise %55 olarak belirlendi. Daha büyük ya da dallanan grupların neoplastik lezyonlar açısından duyarlılığı ve özgüllüğü sırasıyla %57 ve %64 olarak saptandı.