Güncel Patoloji Dergisi 2018, Cilt 2, Ek Sayı
EPS618(563 - Ürotelyal karsinomların tanı zorluğuna yol açan diferansiyasyonları
Üropatoloji
Zeynep Ecem Kain 1, Kerem Özcan 1, Ahmet Gürbüz 2, Sinharib Çitgez 2, Hamdi Özkara 2, İclal Gürses 1
1 İ.ü-cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
2 İ.ü-cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı
  GİRİŞ

Mesane kanserleri dünyada en sık görülen 7.kanserdir. İnvaziv ürotelyal karsinom üriner sistemin en sık malign tümörüdür. Skuamöz, glandüler ve trofoblastik gibi diferansiyasyonlar gösterebilir; morfolojik çeşitlilik arz eder; bu nedenle tanı zorluklarına neden olabilir.

OLGU1

Hematüri şikayetiyle başvuran 76 yaşındaki erkek hastanın ultrasonografisinde mesanede kitle görülmemiş, MR?da sağ yan duvarda kalınlaşma saptanması nedeniyle buradan TUR yapılmıştır. Papiller ve solid büyüme özelliğinde yüksek dereceli invaziv üroteliyal karsinom yanı sıra intestinal tipte epitelle karakterize kribriform yapılar oluşturan adenokarsinom morfolojisinde tümör doku örnekleri saptandı. İki tümör komponentinde GATA-3 ve CDX-2 ile kuvvetli nükleer boyanma görüldü.

OLGU2

74 yaşında kadın hastanın sistokopisinde mesanede yaygın papiller yapılar görüldü. İki farklı dış merkezde skuamöz diferansiyasyon gösteren invaziv yüksek dereceli üroteliyal karsinom tanısı verilmişti. Revizyon için gönderilen kesitlerde multifokal alanda epitelin alt yarısında lokalize bazı tümör hücrelerinin daha geniş eozinofilik sitoplazmaya sahip olduğu görüldü. İntersellüler köprü ve keratin yapımı saptanmadı. CK20 ile tümörde yaygın pozitivite, CD44 ile neoplastik epitelin alt yarısındaki hücrelerde kuvvetli membranöz boyanma görüldü. CK5/6 ile fokal birkaç alanda az sayıda tümör hücresinde reaktivite belirlendi.

SONUÇ

Olgu1?de ayırıcı tanıya mikst karsinom ve üroteliyal karsinomun glandüler diferansiyasyonu alınmıştır; iki komponentteki GATA-3 pozitivitesi intestinal tipte adenokarsinom benzeri alanların tümörün glandüler diferansiyasyonu olduğunu desteklemiştir. Kolonik, müsinöz ve taşlı yüzük hücre morfolojisinde olabilen bu diferansiyasyonun, ileri evrede daha çok görüldüğü, ancak prognostik öneminin olmadığı belirtilmektedir. Bununla birlikte kemoterapiye yanıtının az olduğunu bildiren çalışma bulunmaktadır.

Skuamöz diferansiyasyon en sık görülen tiptir; tanısı için mutlaka intersellüler köprülerin ve keratinin görülmesi gerekir. Lokal ileri evre hastalıkta sık görülür, radyokemoterapiye daha az yanıt verdikleri bildirilmiştir. Moleküler çalışmalarla bazal/skuamöz benzeri, luminal ve p53-benzeri 3 tip üroteliyal karsinom subtipi tanımlanmıştır. Bazal hücre alt tipinin skuamoid morfolojiye sahip olduğu tanımlanmıştır. CK5/6, CD44 pozitif; CK20 negatif olan bu tipin prognozu kötüdür. Olgu2?de keratin yapımı ve intersellüler köprüler görülmediği için skuamöz diferansiyasyon düşünülmedi.
Anahtar Kelimeler : Ürotelyal karsinom,bazal benzeri alt tip, glandüler diferansiyasyon