Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
DİFFÜZ BÜYÜK B HÜCRELİ LENFOMALARDA SİTOGENETİK OLARAK ALT TİPLERİN VE BUNLARIN PROGNOSTİK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Özge Çokbankir1, Aybüke Olgun2, Mehmet Ali Özcan2, Sermin Özkal3
1İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, İzmir
2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı, İzmir
3Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, İzmir

Özet

Amaç:

Diffüz Büyük B hücreli lenfomalar (DBBHL); erişkinlerdeki en sık Non- Hodgkin Lenfoma tipidir. Klinik, morfolojik, immunofenotipik ve sitogenetik olarak heterojenite göstermektedirler. Bu nedenle farklı klinik gidiş ve sağkalıma sahiptirler. Bu çalışmanın amacı; DBBHL‘nın bu heterojenite gösteren özelliklerini ortaya koymanın yanısıra; EBV RNA varlığının ve C-myc translokasyonunun; klinikopatolojik parametreler ile ilişkisini araştırmak ve bu ilişkinin prognoz ve sağkalıma etkisini ortaya koymaktır.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmamızda 50 DBBHL olgusu değerlendirilmiştir. Bu olgularda immunohistokimyasal yöntem ile Bcl-2, Bcl-6, CD30 ve Ki-67 ekspresyonu belirlendi. Kromojenik In Situ Hibridizasyon yöntemi (CISH) ile EBER (EBV RNA) varlığı, Floresan In Situ Hibridizasyon (FISH) yöntemiyle C-myc yeniden düzenlenmesi varlığı ve bu değerlerin prognoza ve sağkalıma etkileri araştırıldı.

Bulgular:

Olguların; yaşı, cinsiyeti, LDH düzeyleri, IPI skoru ve olgularda B semptomu varlığı ile sağkalımları arasındaki ilişkiler değerlendirildiğinde; B semptomu görülme oranının erkeklerde daha yüksek olması (p=0.005) istatistiksel olarak sınırda anlamlıydı. Bununla birlikte 13 olguda (%26) EBV RNA, 6 olguda (%12) C-myc yeniden düzenlenmesi saptandı. 26 olguda (%52) Bcl-2, 27 olguda (%54) Bcl-6 pozitif olarak değerlendirildi. Ki- 67 proliferasyon indeksi 17 olguda (%34) < %50; 33 olguda (%66) %50 ve üzeri olarak değerlendirildi. Bcl-2, Bcl-6 ekspresyonu, Ki-67 proliferasyon indeksi, c-myc yeniden düzenlenmesi ve EBV RNA varlığı ile sağkalım arasında istatistiksel olarak anlamlı sonuç bulunmadı.

Sonuç

DBBHL‘lar; histomorfolojik ve genetik olarak heterojen bir grubu oluşturduklarından farklı klinik gidişe, tedavide farklı yanıta ve sağkalıma sahiptirler. Etkili tedavilerin belirlenmesi ve sağkalımın uzatılabilmesi için bu genetik farklılıklar ortaya konmalıdır. Bunun için; düzenli klinik takibe sahip geniş serili çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.