Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
ADENOMYOM KAYNAKLI İNTRAKOLESİSTİK TÜBÜLOPAPİLLER NEOPLAZİ ZEMİNİNDE GELİŞMİŞ İNVAZİV ADENOKARSİNOM OLGUSU
Taha Cumhan Şavlı1, Nevra Dursun1, Tuğçe Bölme Şavlı2, Cem Lebleci1
1S.b.ü İstanbul Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Patoloji
2S.b.ü Bağcılar Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Patoloji

Özet

Giriş

Safra kesesi adenomyomları bazı otoriteleler tarafından aşırı prolifere Rokitansky–Aschoff sinüsleri, bazı otoriteler tarafından da konjenital anomali olduğu düşünülen safra kesesi lezyonlarıdır. Bildirilme sıklığı % 6,7’dir. Bu lezyonların malignite potansiyelleri tartışmalıdır. Literatürde neoplastik dönüşüm potansiyeli %3 olarak bildirilmiştir.

İntrakolesistik tübülopapiller neoplaziler safra kesesi mukozasında belirgin kitle oluşturan, preinvaziv neoplaziler olarak tanımlanmaktadır. Bu lezyonlar gastrointestinal adenomların ve pankreatik ve biliyer intraduktal neoplazilerin safra kesesindeki karşılığıdır.

Adenomyom kaynaklı intrakolesistik tübülopapiler neoplazi ile ilgili literatürde yayın mevcut değildir. Olgumuzda aynı lezyon içinde hem adenomyom hem intrakolesisitik tübülopapiller neoplazi hem de invaziv karsinom olduğu için sunuma değer bulduk.

Olgu

75 yaşında erkek hasta karın ağrısı ile hastanemize başvurdu. Yapılan MR görüntülemesinde safra kesesinde fundus yerleşimli 21x21mm ölçüsünde heterojen kontrastlanma gösteren ve şüpheli milimetrik invazyon alanları izlenmesi üzerine hastamıza PET görüntülemesi yapılmıştır. PET görüntülemesinde ise aynı alanda yoğun FDG tutulumu(SUV max:46,8) izlendiğinden kolesistektomi uygulanmıştır. Tarafımıza ulaşan piyeste, safra kesesi fundus yerleşimli 6,5x3x2,5cm ölçülerinde lümene uzanan polipoid lezyon izlendi. Lezyonun tamamı örneklendi. Histopatolojik incelemede adenomyomla beraber sadece adenomyom duvarına sınırlı olmayan, intrakolesistik tübülopapiller neoplazi ile benzer paterne sahip yüzeyel mukozaya çıkıntı yapmış lezyon izlenmiştir. İmmünohistokimyasal incelemede intrakolesistik papiller neoplazinin MUC-1 (+), MUC5AC (+), MUC-6 (+) ve MUC-2 (-) boyanmıştır.Aynı lezyon içinde ayrıca milimetrik invaziv tümör odakları mevcuttur. Tümör perimusküler bağ dokusu invazyonu göstermektedir. İnvaziv tümör adenomyom içinde gelişmiştir ve fokaldir. Bu nedenle patolojik evresi PT2 olan normal safra kesesi tümörlerine göre daha iyi prognozlu olduğu tahmin edilmektedir. Hastada bir yıllık takip sonucunda hastalıksız sağ kalım mevcuttur.

Sonuç

Olgumuz daha önce literatürde örneği olmayan nadir bir olgudur. Ayrıca PT2 gibi görünmesine rağmen adenomyom içinde fokal invazyon odakları olduğundan prognoz açısından da takip edilmesi gereken bir hastadır. Nitekim olgumuz bir yıldır hastalıksız yaşamaktadır.