Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
UTERUSUN NADİR GÖRÜLEN BENİGN TÜMÖRÜ: LİPOLEİOMYOM
İlke Evrim Seçinti1, Sibel Hakverdi1, Didar Gürsoy1, Tümay Özgür1, Esin Doğan1, Ali Ulvi Hakverdi2
1Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji A.d
2Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum A.d

Özet

Amaç: Lipoleiomyom, leiomyomların nadir görülen bir varyantıdır ve ilk kez 1991 yılında tanımlanmıştır. Görülme sıklığı %0.03 ve %0.2 arasında değişmektedir. Lipoleiomyomlar düz kas hücreleri arasında diffüz şekilde dağılmış tek tek veya küçük gruplar halindeki matür adipositlerden oluşur. Patogenezi tam olarak anlaşılamamıştır. Bazı metabolik hastalıkların ve hiperöstrojenik etkinin rolü olabileceği öne sürülmüştür. Bu çalışmanın amacı hastanemiz lipoleiomyom vakalarını tekrar gözden geçirerek klinik ve demografik verileri ile eşlik eden diğer jinekolojik hastalıkları ortaya koyarak literatüre katkı sağlamaktır.

Gereç ve Yöntem: Ocak 2010- Mart 2017 tarihleri arası hastanemiz patoloji arşivi taranarak leiomyom tanılı 1585 olgu içinde 10 lipoleiomyom olgusu saptandı. Olguların yaş dağılımı, tümör boyutu, lokalizasyonu, tümör içindeki adiposit oranı ile eşlik eden jinekolojik lezyonlar gözden geçirildi.

Bulgular: Lipoleiomyomların tüm leiomyom olguları içindeki oranı %0,63’dü. Yaşları 44-77 (ortalama:56,2±10,5) arasındaydı. Tümör boyutları 3-16 cm (ortalama 6,46±3,8 cm). En sık leiomyomlarla (3 olgu) birlikteliği mevcuttu. Bir olgu intraligamenter diğerleri uterin korpus lokalizasyonundaydı. Sadece bir olguda hücresel atipi görüldü. Bir olgu kondroid metaplazi içermekteydi. Klinik takiplerde hiçbir hastada nüks saptanmadı.

Sonuç

Çalışmamızda lipoleimyom insidansı literatürdeki %0,2 olan üst sınırın üç katı olarak saptanmıştır. Hatay bölgesi farklı etnik kökenli insanları bir arada barındıran bir coğrafyadır. Bu coğrafya insanı için lipoleiomyom açısından genetik bir yatkınlık veya çevresel faktörlerin etkili olup olmadığını ortaya koymak için daha geniş kapsamlı çalışmalar planlanmalıdır. Bu çalışmalardan elde edilebilecek demografik ve genetik verilerin lipoleiomyomların patogenezini aydınlatmada yol gösterici olabileceği kanısındayız.