Özet

AMAÇ

İnce iğne aspirasyon sitolojisi(İİAS) tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde halen en iyi teknik olarak bilinmektedir. Ancak bu tekniğin yüksek oranda yetersizlik ve kesin bir tanı verilemeyen sonuçlar olmak üzere iki temel sorunu vardır. Kombine sitohistolojik/hibrit yaklaşımlar (İİAS nin hücre bloğu veya kor iğne biyopsileri ile birlikte kullanımı) bu sorunların aşılmasında yararlı olabilir. Ne var ki bu yöntemler ile ilgili çalışmalar son derece sınırlıdır.

Bu çalışmada eş zamanlı olarak sitolojik materyel ve hücre bloğu/ mikrodoku biyopsileri alabilen 21-g kalınlığında yarı otomatik Menghini tip bir biyopsi iğnesi kullanılarak tiroid nodüllerinde kombine yaklaşımın tanısal değeri ve yöntemin yetersiz veya kesin bir tanıya ulaşılamayan indetermine sonuçları azaltıp azaltmadığı araştırıldı.

YÖNTEM: Çalışmaya 2008-2013 yılları arasında biyopsi yapılan ardışık 1380 tiroid nodülü dahil edildi. Biyopsilerin tamamı iki radyolog tarafından ultrasonografi eşliğinde alındı. Biyopsi prosedürü sırasında bir sitopatolog tarafından rutin ‘on-site’ sitolojik değerlendirme yapıldı. Sonuçlar cerrahi patoloji tanıları ile korele edildi.

SONUÇLAR: Kombine sitohistolojik yöntemle nondiagnostik sonuçlar %7.1 den %1.3 ‘e , önemi belirsiz atipi/ önemi belirsiz folliküler lezyon tanılarının ise %12.2 den %5.9 a gerilediği saptandı. Hücre bloğu /mikrodoku biyopsilerinin sitolojiye katkısı % 23 olarak belirlendi. 270 olguda cerrahi patolojik korelasyon sağlandı.Malignitenin belirlenmesi açısından yöntemin tanısal duyarlılığı %96, özgüllüğü %100 ve tanısal doğruluğu %98 olarak belirlendi. Folliküler neoplazi tanı kategorisinde kombine yöntem ile sitoloji arasında anlamlı bir fark izlenmedi.

YORUM

Bu çalışmada kullanılan hibrit yöntem, tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde yetersiz ve önemi belirsiz atipi /önemi belirsiz folliküler lezyon tanılarını belirgin azaltmakta ve daha spesifik tanı verilmesini anlamlı olarak artırmaktadır.