Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Serviksin adenoid bazal karsinomu: 2 olgu sunumu
Duygu Ayaz 1 Sevil Sayhan 1 Tuğba Karadeniz 1 Dudu Solakoğlu Kahraman 1 Gülden Diniz 1 Nilgün Erbil 1
1 Sbü Sağlık Bakanlığı Tepecik Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Bölümü

Özet

GİRİŞ:

Adenoid bazal karsinom, serviksin nadir tümörlerindendir. Çoğunlukla postmenopozal kadınlarda görülür. Makroskopik olarak küçük boyutta olup tesadüfi olarak saptanırlar. Mikroskopik olarak, küçük, uniform yuvarlak-oval şekilli bazoloid hücrelerin oluşturduğu, periferde palizatlanma gösteren adalar, yuvalar ve asiner yapılardan oluşur.

OLGU SUNUMU:

Olgu 1: 74 yaşındaki kadın hastanın serviks biopsisinde düşük dereceli servikal intraepitelial lezyon ( CIN 1 ) saptanması üzerinde total abdominal histerektomi ve bilateral salpingooferektomi uygulandı. Serviksin tamamı örneklenmiş ve incelenmiş olup bir kesitte en büyük boyutu 0.4 cm ve invazyon derinliği 0.4 cm olan tümör izlendi.

Olgu 2: Serviks biopsisinde düşük dereceli servikal intraepitelial lezyon ( CIN 1 ) saptanan 59 yaşındaki kadın hastada tedavi amaçlı LEEP uygulandı. Serviksin tamamı örneklenerek seri kesitlerle incelendiğinde örneklerin birinde en büyük boyutu ve invazyon derinliği 0.3 cm olan tümör saptandı.

Her iki olguda mikroskopik olarak tümör, hiperkromatik nüveli, küçük nukleolusa sahip, dar sitoplazmalı bazoloid görünümde hücrelerin küçük ada ve yuvalarından oluşmakta idi. Bazı tümör adalarınıın santralinde asiner boşluklar dikkati çekti. Tümör hücrelerinde hafif-orta derecede nükleer atipi ve pleomorfizm mevcuttu. Mitoz nadir olarak saptandı. Tümör adaları çevresinde stromal reaksiyon görülmedi. Birinci olguda lenfovasküler invazyon saptandı. İmmunohistokimyasal incelemede, tümör hücrelerinde, P 16, EMA, sitokeratin 5/6 ve CEA ile pozitiflik saptanırken CD 117 negatifti.

SONUÇ:

Adenoid bazal karsinomlar, tüm serviks tümörlerinin %1?inden azını oluşturur. Servikal epitelin bazal tabakasındaki rezerv hücrelerden köken alırlar. Yüksek riskli HPV enfeksiyonu ile ilişkilidir. Genellikle skuamöz intraepitelial lezyonlarla birlikte görülür. Metastaz ve rekürrens riski düşük olup prognozları mükemmeldir. Daha kötü klinik gidişe sahip olan adenoid kistik karsinomdan ayırıcı tanısı önem taşır.