Güncel Patoloji Dergisi 2018, Cilt 2, Ek Sayı
PL013(441) - Laringeal skuamöz hücreli karsinomlarda Fas (CD95), Fas ligand ve Ki 67 ekspresyonlarının önemi
Baş ve Boyun Patolojisi
Şebnem Batur 1, Şenay Erdoğan Durmuş 1, Övgü Aydın 1, Tülin Öztürk 1, Nuray Kepil 1, Nilgün Erdoğan 2
1 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Patoloji Ad
2 Avrasya Hastanesi, Patoloji Bölümü
  AMAÇ

Apopitoz ve hücre proliferasyonu arasındaki dengenin bozulması, tümörlerin gelişiminde ve ilerlemesinde önemli rol oynamaktadır. Apopitozu kontrol eden ve başlatan moleküllerin başında Fas ve Fasligand (FasL) reseptör-ligand ikilisi gelmektedir. Çalışmada, larinks skuamöz hücreli karsinomlarında (SCC), Fas-FasL ekspresyonu ile proliferasyon belirleyicisi olan Ki67 ekspresyonunun, birbirleri ile ve klinikopatolojik parametrelerle ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışmaya larenjektomi operasyonu sonrası SCC tanısı alan 60 olgu dahil edildi. Yaş, cinsiyet, tümör büyüklüğü ve lokalizasyon gibi bilgiler patoloji raporlarından elde edildi. Histolojik derece, evre, lenfatik invazyon, vasküler invazyon, perinöral invazyon, doku yanıtı, kıkırdak invazyonu değerlendirildi. Tüm olgulara immünhistokimyasal olarak Fas (CD95), FasL ve Ki 67 antikorları uygulandı.

BULGULAR

Hastaların yaş aralığı 35-82 (ortalama 58.37 ± 9.71) ve erkek: kadın oranı 59: 1 idi. Fas ile iltihabi yanıt (p=0,019) arasında pozitif ilişki saptanırken desmoplazik yanıt (p=0,033), T kategorisi (p=0,004), evre (p=0,007), lenf damarı invazyonu (p=0,023) arasında ters ilişki saptandı. Ki67 ve lenf nodu metastazı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardı (p = 0.007). Tümör hücrelerinde Fas pozitifliği ile Ki67 oranları (p=0,002) arasında ters ilişki saptandı. Ancak FasL ile karşılaştırılan parametreler arasında istatiksel olarak anlamlı korelasyon görülmedi. İmunohistokimyasal çalışmalar dışındaki parametreler kendi içlerinde değerlendirildiğinde; tümör çapı ile tümör çevresi iltihabi yanıt arasında ters, primer tümör (T) ve evre arasında pozitif ilişki bulundu. Histolojik grade ile lenf damarı invazyonu, kan damarı invazyonu, perinöral invazyon ve lenf nodu metastazı arasında pozitif ilişki saptandı. T3-T4 tümörlerde lenf damar invazyonu görülme oranı artmaktaydı.

SONUÇ

Fas down regülasyonu ya da FasL overekspresyonunun tümörlerin immün yanıttan kaçışını sağladıkları göz önünde bulundurulduğunda; Fas-FasL yolağının kontrol edilmesi özellikle yüksek evreli tümörlerde tedavi etkinliğini artırabilir.
Anahtar Kelimeler : larinks, skuamöz hücreli karsinom, Fas, Ki 67