Güncel Patoloji Dergisi 2018, Cilt 2, Ek Sayı
PL020(496) - MENİNGİOMLARDA YAŞ VE CİNSİYETİN ÖNEMİ: KLİNİK VE DEMOGRAFİK VERİLERİN GENEL BİR DÖKÜMÜ
Nöropatoloji
Gül Özbek Çam 1, Çiğdem Vural 1, İsa Çam 2, Burak Çabuk 3
1 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
2 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı
3 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı
  GİRİŞ VE AMAÇ:

Meningiomlar, erişkinlerde en yaygın olarak görülen santral sinir sistemi tümörleri olup, tüm intrakraniyal tümörlerin yaklaşık % 35?ini oluşturmaktadırlar. Bu tümörler, beyin ve spinal kordu döşeyen meningeal hücrelerden köken alırlar. Günümüze değin yapılan çalışmalarda; meningiomların derecelendirilmesi ve nüks riskinin öngörülmesinde kullanılabilecek birçok klinik/demografik özellik bulunmuştur. Bu çalışmada, tüm meningiom vakalarının DSÖ 2016 kriterlerine göre yeniden derecelendirilip, klinik ve demografik verilerin dökümünün yapılması, bu verilerin birbirleriyle, tümör derecesiyle ve nüksle ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM:

Çalışmamızda; 2006-2017 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı?nda, meningiom tanısı almış toplam 357 olgu incelendi. Olgulara ait yaş, cinsiyet, tümör lokalizasyonu gibi klinik bilgiler, hasta dosyalarından ve hastane otomasyon sisteminden elde edildi. Olgular; 40 yaş ve altı, 40-65 yaş arası, 65 yaş üzeri olmak üzere gruplara ayrıldı. Rezeksiyon yeterliliği değerlendirilirken, çalışma grubuna dahil edilen olgulara ait MR görüntüleri ve ameliyat raporları kullanıldı.

BULGULAR:

Erkek cinsiyete sahip hastalardaki kemik invazyonu oranı kadın olgulara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (p=0,012). Kemik veya beyin invazyonundan herhangi birinin bulunma oranı, erkek olgularda kadın olgulara kıyasla anlamlı derecede yüksekti (p=0,036).

Genç yaştaki (40 yaş ve altı) hasta grubunda kemik invazyonu (p=0,024) ve beyin invazyonu (p=0,001) görülme oranı, diğer yaş gruplarına kıyasla anlamlı derecede yüksekti.

Genç yaş ve erkek cinsiyetin nüks üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkisi olmadığı görüldü (p değerleri sırasıyla; 0,116 ve 0,194)

Subtotal rezeke edilen olgulardaki nüks oranı (%85,7), total rezeke edilen olgulara kıyasla (%12,5) anlamlı derecede yüksekti(p<0,001). Rezeksiyon yeterliliğinin nüks üzerine tümör derecesinden bağımsız etkisi incelendiğinde; derece I ve derece II tümörlerde ayrı ayrı olmak üzere, total rezeke edilen olgulardaki nüks oranları, subtotal rezeke edilen olgulardaki nüks oranlarına göre anlamlı derecede düşüktü (Derece I ve II tümörler için sırasıyla; p<0,001, p=0,005). Total rezeke edilmiş olgularda ortalama rekürrenssiz sağkalım süresi 53±10 ay iken, subtotal rezeke edilmiş olgularda ortalama rekürrenssiz sağkalım süresi 33±7 aydı(p=0,389). İstatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte, subtotal rezeke edilmiş olgularda ortalama rekürrenssiz sağkalım süresinin belirgin olarak kısaldığı dikkati çekti.

SONUÇ:

Çalışmamızın sonuçlarına göre, genç yaş ve erkek cinsiyetin; meningiomlarda daha yüksek histolojik derece ve agresif davranış (kemik invazyonu veya beyin invazyonu) için bağımsız birer risk faktörü olduğu bulundu. Ayrıca rezeksiyon yeterliliğinin; nüks ve rekürrenssiz sağkalım süresini öngörmede önemli bir klinik parametre olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler : meningiom, yaş, cinsiyet, nüks, rezeksiyon, invazyon