Güncel Patoloji Dergisi 2018, Cilt 2, Ek Sayı
EPS273(923 - Pankreas Duktal Adenokarsinom ve eşlik eden ??küçük konukları??
Hepatobilier ve Pankreas Patoloji
Selma Şengiz Erhan 1, Bahar Sarı 2, Tuğba İpin 1, Sevinç Hallaç Keser 3
1 Sbü Okmeydanı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
2 Kahta Devlet Hastanesi
3 Sbü Kartal Dr Lütfi Kırdar Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
  Giriş: Kanser hastalarında görülen immünsupresyon, enfeksiyonların ortaya çıkmasına zemin hazırlayan en önemli nedendir. Uygulanan kemoterapi ve bazen de hastalığın kendisi immün yetmezliğe yol açan unsurların başında gelmektedir. İmmün sistemi baskılanmış tümörlü olgularda enfeksiyona yol açabilecek patojenlerin yelpazesi oldukça geniştir. Biz burada sitomegalovirüs (CMV) ve strongiloides stercoralis etkenlerinin saptandığı pankreas duktal adenokarsinom tanısı alan iki olguyu literatür verileri eşliğinde tartışmayı amaçladık.

Olgu: Sarılık nedeniyle başvuran ilk olguda batın manyetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri sonucu ve bir aydır idrarda koyulaşma ve kaşıntı şikayeti ile başvuran ikinci olguda MR incelemesi sonucu pankreas başına lokalize tümöral kitle saptandı. Bu bulgular ile her iki olguya Whipple operasyonu uygulandı. Pankreas başına lokalize tümör dokusu iyi diferansiye duktal adenokarsinom olarak raporlandı. İlk olguda tümör dışında duodenum brunner bezlerinde immunhistokimyasal olarak da gösterilen CMV?e ait intranükleer inklüzyon yapıları dikkati çekti. İkinci olguda ise duodenal bezlerin lümenlerinde tek tek yer alan strongiloides stercoralis ile uyumlu parazitik yapılar mevcuttu. İnsidental olarak saptanan bu etkenler patoloji raporlarında belirtildi ve olguların enfeksiyöz ajana yönelik uygun tedavi de almaları sağlandı.

Sonuç: Tümörlü olgularda enfeksiyon, gerek tümörün kendisi gerekse uygulanan antineoplastik tedavi nedeniyle sık karşılaşılan, ciddi morbidite ve mortaliteye yol açan en önemli komplikasyonlardan biridir. Bazı tümörler (özellikle lösemi ve lenfoma), sitotoksik ve immünsüpresif ilaçlar ile radyoterapi bazı enfeksiyonların gelişmesine sebep olabilir. Bu grup hastalarda hastalığın gidişini önemli şekilde etkileyen enfeksiyonlarda etkenin bilinmesi, tedaviye erken dönemde başlanması açısından önemlidir. İnvaziv fırsatçı enfeksiyonların tanısında doku biyopsisi en güvenilir yöntem olmakla beraber, noninvaziv yöntem olan polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile de tanı konulabilmektedir. Sonuç olarak her iki olgumuzda olduğu gibi tümör dışı alanları örnekleyen kesitlerin de dikkatli incelenmesi; klinik bulgu vermeyen bu etkenlerin insidental saptanmasına ve zaman kaybetmeksizin uygun tedaviye başlanmasına olanak verecektir.
Anahtar Kelimeler : Sitomegalovirüs, strongiloides stercoralis, adenokarsinom, pankreas