Güncel Patoloji Dergisi
2018, Cilt 2, Ek Sayı
PL004 (997 - CD30 pozitif kutanöz lenfoproliferatif hastalık vaka serisinde immünohistokimyasal PD-1/PD-L1 ekspresyon profili
Hematopatoloji
1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri Ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı
3 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı
AMAÇ: Primer kutanöz CD30+ lenfoproliferatif hastalıklar (LPH), DSÖ sınıflamasına göre; primer kutanöz anaplastik büyük hücreli lenfoma (ALCL), lenfomatoid papülozis (LyP) ve borderline lezyonlar olarak tanımlanmıştır. Sıklıkla spontan regresyon gösteren bu hastalıklar genellikle iyi prognozludur, fakat rekürrens ya da progresyon geliştiğinde sistemik tedaviler gerekebilir. İmmün kontrol noktası inhibitör moleküllerine karşı geliştirilen hedefe yönelik tedaviler çeşitli kanser türlerinde önemli olmaya başlamıştır. Bu moleküllerden PD1 ve PD-L1 ekspresyonunu CD30+ LPH?larda araştıran oldukça az sayıda çalışma mevcut olduğundan, bu çalışmada LyP ve ALCL olgularından oluşan küçük bir seride PD1 ve PD-L1 ifadesinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza 12 LyP ve 3 ALCL olgusu dahil edilmiş ve olgular immünohistokimyasal olarak PD1 (MRQ-22, Cellmarque) ve PD-L1 (SP263, Ventana) boyanmıştır. Gerek neoplastik hücrelerde gerekse tümör mikroçevresindeki immünreaktivite semikantitatif olarak; skor 0 (<5%), skor 1 (6%-20%), skor 2 (21%-50%) ve skor 3 (>50%) şeklinde skorlanmıştır. İstatistiksel analizlerde Fisher's exact ve Mann-Whitney U testleri kullanılmış; p<0.05 anlamlı kabul edilmiştir.
BULGULAR: Beş kadın (%33.3) ve 10 (%66.7) erkek cinsiyete sahip hastaların yaş ortalaması 47 bulunmuştur. LyP olgularının tamamında yüksek PD1 ifadesi (skor 3) görülürken, ALCL olgularında çeşitli boyanma skorları saptanmıştır (1 olgu skor 0, 2 olgu skor 3). LyP olgularının %58.3?ünde skor 2 özellikte PD-L1 pozitifliği bulunduğu görülürken, ALCL olgularının heterojen PD-L1 boyanması gösterdiği saptanmıştır (1 olgu skor 1, 1 olgu skor 2, 1 olgu skor 3). PD1, PD-L1 ve CD30 ifadeleri arasında herhangi bir korelasyon saptanmamıştır.
SONUÇ: ALCL olguları ile karşılaştırıldığında LyP olgularında daha yüksek PD1 ifadesinin gözlenmesi, hastalık progresyonunun kontrolünde immün kontrol nokta inhibitör proteinlerinin rolünü yansıtıyor olabilir. Sonuçlarımız daha geniş serilerde daha ileri araştırmalarla desteklenmeli ve diğer PD1 ligandları da bu araştırmalara dahil edilmelidir. Anahtar Kelimeler : Lenfomatoid papülozis, anaplastik büyük hücreli lenfoma, PD1, PD-L1
2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri Ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı
3 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı
AMAÇ: Primer kutanöz CD30+ lenfoproliferatif hastalıklar (LPH), DSÖ sınıflamasına göre; primer kutanöz anaplastik büyük hücreli lenfoma (ALCL), lenfomatoid papülozis (LyP) ve borderline lezyonlar olarak tanımlanmıştır. Sıklıkla spontan regresyon gösteren bu hastalıklar genellikle iyi prognozludur, fakat rekürrens ya da progresyon geliştiğinde sistemik tedaviler gerekebilir. İmmün kontrol noktası inhibitör moleküllerine karşı geliştirilen hedefe yönelik tedaviler çeşitli kanser türlerinde önemli olmaya başlamıştır. Bu moleküllerden PD1 ve PD-L1 ekspresyonunu CD30+ LPH?larda araştıran oldukça az sayıda çalışma mevcut olduğundan, bu çalışmada LyP ve ALCL olgularından oluşan küçük bir seride PD1 ve PD-L1 ifadesinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza 12 LyP ve 3 ALCL olgusu dahil edilmiş ve olgular immünohistokimyasal olarak PD1 (MRQ-22, Cellmarque) ve PD-L1 (SP263, Ventana) boyanmıştır. Gerek neoplastik hücrelerde gerekse tümör mikroçevresindeki immünreaktivite semikantitatif olarak; skor 0 (<5%), skor 1 (6%-20%), skor 2 (21%-50%) ve skor 3 (>50%) şeklinde skorlanmıştır. İstatistiksel analizlerde Fisher's exact ve Mann-Whitney U testleri kullanılmış; p<0.05 anlamlı kabul edilmiştir.
BULGULAR: Beş kadın (%33.3) ve 10 (%66.7) erkek cinsiyete sahip hastaların yaş ortalaması 47 bulunmuştur. LyP olgularının tamamında yüksek PD1 ifadesi (skor 3) görülürken, ALCL olgularında çeşitli boyanma skorları saptanmıştır (1 olgu skor 0, 2 olgu skor 3). LyP olgularının %58.3?ünde skor 2 özellikte PD-L1 pozitifliği bulunduğu görülürken, ALCL olgularının heterojen PD-L1 boyanması gösterdiği saptanmıştır (1 olgu skor 1, 1 olgu skor 2, 1 olgu skor 3). PD1, PD-L1 ve CD30 ifadeleri arasında herhangi bir korelasyon saptanmamıştır.
SONUÇ: ALCL olguları ile karşılaştırıldığında LyP olgularında daha yüksek PD1 ifadesinin gözlenmesi, hastalık progresyonunun kontrolünde immün kontrol nokta inhibitör proteinlerinin rolünü yansıtıyor olabilir. Sonuçlarımız daha geniş serilerde daha ileri araştırmalarla desteklenmeli ve diğer PD1 ligandları da bu araştırmalara dahil edilmelidir. Anahtar Kelimeler : Lenfomatoid papülozis, anaplastik büyük hücreli lenfoma, PD1, PD-L1