Güncel Patoloji Dergisi 2018, Cilt 2, Ek Sayı
PL029(173) - Gleason 4 Prostatik Adenokarsinomlarda Kribriform Patern Oranı ve Prognostik Faktörlerle İlişkisinin Değerlendirilmesi
Üropatoloji
Ayşegül Aksakal Uslu 1, Ata Türker Arıkök 1
1 Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
  Amaç:

Prostat kanseri Türkiye?de ve Amerika?da, erkeklerde en sık görülen 2. kanser türü olup kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Kribriform patern 2000?li yıllara kadar Gleason patern 3 olarak değerlendirilirken 2005 ve son olarak 2014 yılında yapılan modifikasyonlarla tamamıyla Gleason patern 4 içerisine dahil edilmiştir. Son yıllarda kribriform paternin kötü prognostik parametrelerle ilişkili bağımsız prediktif bir faktör olduğuna dair çalışmalar yapılmaktadır. Biz de bu çalışma ile Gleason patern 4 prostatik adenokarsinomlarda kribriform patern varlığının ve kribriform paternin tümör içerisindeki oranının cerrahi sınır durumu, ekstraprostatik yayılım, seminal vezikül invazyonu, lenf nodu metastazı, tersiyer patern 5 ve biyokimyasal rekürrens gibi kötü prognostik parametrelerin varlığı ile ilişkisinin değerlendirilmesini ve bu parametreleri öngörmede kribriform paternin tümör içerisindeki yüzdesi göz önünde bulundurularak bir cut-off değerinin belirlenmesini amaçlamaktayız.

Gereç ve Yöntem:

Bu çalışmada Gleason patern 4 komponent içeren 146 prostatik adenokarsinom tanılı olgunun Hematoksilen&Eozin boyalı lamları retrospektif olarak ışık mikroskopunda incelenmiştir. Vakalar kribriform patern varlığı ve kribriform paternin tümör içerisindeki yüzdesi açısından değerlendirilmiş ve elde edilen verilerin belirtilen prognostik parametreler ile ilişkisi istatistiksel olarak analiz edilmiştir.

Bulgular:

İncelenen 146 olgunun 89?unda (%59,6) kribriform patern varlığı saptanmıştır. Bunların 46?sı Gleason skor 3+4, 29?u Gleason skor 4+3, 12?si ise Gleason skor 4+4?tür. Kribriform patern varlığı cerrahi sınır pozitifliğini (p<0,001), ekstraprostatik yayılımı (p<0,001), lenf nodu tutulumunu (p=0,003), seminal vezikül tutulumunu (p<0,001), ve tersiyer patern 5 varlığını (p=0,006) öngörmede istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Biyokimyasal rekürrens gösteren vakaların ise neredeyse tamamı kribriform patern içermesine rağmen biyokimyasal rekürensi öngörmede kribriform patern varlığının istatistiksel olarak anlamlı bir belirleyiciliğinin olmadığı görülmüştür (Odds oranı= 7,632; %95 Güven Aralığı: 0,950-61,322 ve p=0,057). Kirbriform patern oranları göz önünde bulundurulduğunda ise cerrahi sınır pozitifliği, ekstraprostatik yayılım, lenf nodu tutulumu, seminal vezikül tutulumu, tersiyer patern 5 varlığı ve biyokimyasal rekürrens gösteren gruplarda medyan kribriform patern yüzdesi istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulunmuş (sırasıyla p<0,001; p<0,001; p<0,001; p<0,001; p=0,006; p<0,001), bu parametreleri öngörmede kribriform paterne ait cut-off değerleri sırasıyla cerrahi sınır pozitifliği ve ekstraprostatik yayılım için %2, lenf nodu tutulumu için %13,5, seminal vezikül invazyonu için %8,5, tersiyer patern 5 için %8,5 ve biyokimyasal rekürrens için %19 olarak saptanmıştır.

Sonuç:

Çalışmamızda prostatik adenokarsinomlarda kribriform patern varlığının kötü prognozu öngörmede bağımsız prediktif bir faktör olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler : Prostatik adenokarsinom, Kribriform patern, Prognostik faktörler, Gleason 4