Özet

AMAÇ

Germ hücreli tümörler sıklıkla gonadal yerleşimli olup, gestasyonel altıncı haftada yolk sakdan gonadlara göç eden germ hücrelerinden köken alırlar. Nadiren vücutta orta hat boyunca göç eden germ hücre kalıntılarından primer ekstragonadal germ hücreli tümör gelişimi izlenebilir. Ekstragonadal yerleşim sıklıkla mediasten, pineal gland ve retroperiton olarak bildirilmektedir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışmamızda 2000-2017 yılları arasında bölümüzde tanı alan primer ekstragonadal germ hücreli tümörler tekrar gözden geçirildi.

BULGULAR

Kırkbeş matür kistik teratom, onbeş germinom, dokuz immatür teratom, dokuz mikst germ hücreli tümör, beş yolk sak tümör, iki pür seminom ve bir pür embriyoner karsinom olgusunun yaşları 0-58 arasında olup ortalama yaş 13,87 idi. Erkek/kadın oranı 1:1 idi.

Matür teratomlu olguların 24?ü (%53,3) yenidoğan bebeklerde ve daha sıklıkla (%48,9) sakral lokalizasyonda saptanırken, mediasten yerleşimli tümörler içerisinde en sık izlenen tümör de matür kistik teratom idi. İmmatür teratomların dördü (%44,4) mediasten, üçü (%33,3) sakral, ikisi (%22,2) intrakranial yerleşimli olup olguların %55,6?sı yenidoğan bebeklerde izlendi. Mediasten yerleşimli 22 tümörün sadece üçü (%13,6); sakral yerleşimli 29 tümörün ise sadece dördü (%13,8) non-teratomatöz germ hücreli tümör idi.

Histopatolojik olarak testiküler seminom ile benzer görüntüye sahip pineal yerleşimli germinom olgularının ort. görülme yaşı %14,9 (3-30) idi.

Olgularda mikst germ hücreli tümörlerin tespit edilme yaşı diğer tümörlere göre belirgin olarak daha yüksek (%20,1) saptanırken en sık olarak izlenen tümör komponenti yolk sak tümör idi. Koryokarsinom sadece bir olguda görüldü.

SONUÇ

Germ hücreli tümörler içerisinde ekstragonadal yerleşim nadir olarak izlenmekte olup, tanı ve tedavi yaklaşımlarındaki farklılıklar nedeniyle olgularda öncelikle gonadal germ hücreli tümör metastazının dışlanması gereklidir. Literatür verilerinin sınırlı olduğu primer ekstragonadal germ hücreli tümörleri nispeten geniş bir seride klinik ve histopatolojik özellikleri ile değerlendirdiğimiz çalışmamızın literatüre katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.

Özet