GİRİŞ
Dijital, özellikle de subungual leiomyomlar oldukça nadir görülen, tipik bir klinik görünümü olmayan benign neoplazilerdir. Genellikle glomus tümör ön tanısına yol açan ağrı ve hassasiyet ile kliniğe başvururlar.
OLGU
66 yaşında kadın hasta, sağ el 2. parmak tırnak yatağında ağrı ve hassasiyet şikayeti ile dış merkezdeki ortopedi polikliniğine başvurmuş olup çekilen MR’da tırnak yatağında 1 cm çaplı kitle tespit edilerek opere edilmiştir. Büyüğü 0.8x0.5x0.4 cm, küçüğü 0.5x0.3x0.2 cm ölçülerinde, gri renkli, elastik kıvamlı iki adet dokunun histopatolojik incelemesinde, kısa fasiküller oluşturan iğsi şekilli nukleuslu, sınırları seçilemeyen euzunofilik sitoplazmalı hücrelerin oluşturduğu proliferasyon izlendi. Arada miksoid dejenerasyon ve hyalinizasyon alanları ile bazıları dilate damar yapıları görüldü. Nükleer atipi, mitoz ya da nekroz izlenmedi. Uygulanılan immunohistokimyasal çalışmada iğsi hücreler Vimentin ve SMA ile yaygın kuvvetli, Kaldesmon ile zayıf, Desmin ile fokal boyanma gösterdi. CD 31 ve CD 34 ile damar yapıları boyanırken, S-100, CK,EMA ile boyanma görülmedi. Bu bulgularla olguya anjioleiomyom tanısı verildi.
SONUÇ
Dijital anjioleiomyomlar nadir olup ilk defa 1889’da Lebouc tarafından subungual leiomyom, 1988’de ise Sawada tarafından subungual anjioleiomyom tanımlanmıştır. Ağrı ve hassasiyet tek klinik özellikleridir. Glomus tümör, spiradenom, anjiolipom ya da nöroma gibi diğer lezyonlar da ağrı ile başvurabildiğinden anjioleiomyom tanısı histopatolojik incelemeye ihtiyaç duyar. MR görüntüleri nonspesifik olup genellikle glomus tümör ile karıştırılır. Histopatolojik olarak en önemli ayırıcı tanı, glomus hücrelerinden kas hücrelerine kademeli geçişin izlendiği glomanjiomyoma ile olup yuvarlak-oval nukleuslu glomus hücrelerinin yokluğu yol gösterir. Ayırıcı tanıda yer alan anjiolipoleiomyom ve anjiomyolipom ise yağ hücresi içerir. Nadir görülmesi nedeni ile olgu sunulmaya değer bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler : subungual leiomyom, anjioleiomyom