Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Sitolojik örneklerde tükrük bezi lezyonlarını ne kadar tanıyoruz?
Gamze Dal 1 Asuman Argon 1 Çisem Namlı 1 Yasemin Şahin 1 Ali Murat Koç 2
1 Sbü İzmir Bozyaka Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Patoloji Kliniği, 2 Sbü İzmir Bozyaka Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji

Özet

GİRİŞ: İnce iğne aspirasyon sitolojisinin (İİAS), pek çok lezyonun değerlendirilmesinde önemli rol oynadığı ve klinik tedaviye rehberlik ettiği bilinmektedir. Bu çalışmada tükrük bezi kitlesi nedeniyle İİAS uygulanan ve opere edilen hastalarda tanı uyumluluğunun değerlendirilmesi ve hücre bloğu oluşturulmasının yararının araştırılması amaçlanmıştır.

GEREÇ-YÖNTEM: Hastanemizde, Ocak 2016-Nisan 2018 arasında, tükrük bezi kitlesi nedeniyle İİAS uygulanan 51 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalara ait sitolojik preperatlar yeniden değerlendirilmiş, takip eden operasyona ait morfolojik bilgiler patoloji arşiv sisteminden elde edilmiştir.

BULGULAR: İİAS, 39 olguda parotise, 12 olguda submandibular tükrük bezine uygulanmıştır. Hastaların 38?i(%74,5) benign sitoloji(BS), 8?i(%15,6) tanısal olmayan sitoloji(TOS), 4?ü(%7,8) malignite açısından kuşkulu sitoloji(KS) ve 1?i(%1,96) malign sitoloji(MS) olarak tanı almıştır. Yalnızca 5 hastaya ait materyale hücre bloğu uygulanabilmiş olup, 19 hasta opere edilmiştir. BS tanısı alan 12 hastanın operasyon sonrası 3?ü pleomorfik adenom, 6?sı Warthin tümörü, 1?i lenf nodülü, 1?i siyaloadenit, 1?i abse; TOS olan 5 hastanın 3?ü lipom, 1?i hemanjiom, 1?i Diffüz Büyük B Hücreli non-Hodgkin Lenfoma(DBBHL); KS olan 2 hastanın ise 1? pleomorfik adenom, 1?i sekretuar karsinom tanısı almıştır. Hücre bloğu uygulanan 5 hastanın tamamı sitolojik olarak benign olarak değerlendirilmiş, hücre bloğuna ait preparatlarda ikisi apse, birer tanesi pleomorfik adenom, warthin tümörü ve lenf nodülü olarak yorumlanmıştır

SONUÇ: Bu çalışmada opere edilen ve hücre bloğu uygulanan hastalardan, BS tanısı alanların tamamında histopatolojik korelasyon sağlanmıştır. Hiposellülerite nedeniyle tanısal olmayan sitoloji olarak değerlendirilen 4 hastanın 3?ü, operasyon materyalinde lipom tanısı almış; diğerinde az miktarda lenfoid hücre izlenmiş ve cerrahi materyalinde DBBHL tanısı almıştır. Yalnızca kan izlendiği için TOS tanısı alan preparata ait lezyon ise hemanjiom olarak sonuçlanmıştır. Mezenkimal lezyonların sitolojik değerlendirmesindeki hiposellülaritenin getirdiği zorlukların, bizim çalışmamızdaki hastalarda da söz konusu olduğu görülmüştür. Hücre bloğu uygulanan materyallerin TOS ve KS tanısını azaltacağı ön görülmektedir. Ancak çalışmamızda hasta sayısı az olduğu için ileri yorum yapılamamıştır. Tükrük bezi hastalıklarında, hücre bloğunun tanısal katkısını araştıran geniş serilerde yapılacak çalışmalara ihtiyaç devam etmektedir.