Güncel Patoloji Dergisi 2018 , Vol 2 , Num 2
Terminal ileitte histopatolojik patern analizi ve tanısal önemi
Aslıhan Yavaş 1 Merve Temmuz Ayduğan 1 Saba Kiremitçi 1 Berna Savaş 1 Hülya Çetinkaya 2 Arzu Ensari 1
1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, 2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Özet

AMAÇ: Çeşitli kronik inflamatuar hastalıklardan etkilenen terminal ileum biyopsilerindeki histopatolojik bulguların yorumlanması gastointestinal patolojinin en güç alanlarından birisidir. Çalışmamızda, terminal ileitte ayrıntılı morfolojik değerlendirme ile histopatolojik paternlerin belirlenmesi ve bu paternlerin çeşitli hastalıklarla ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM: Son iki yılda bölümümüzde terminal ileit tanısı alan 193 olgu retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Biopsilerde kript distorsiyonu, pilorik metaplazi, villus kısalması, kriptit, kript absesi, diffüz/fokal aktivite, kesintili inflamasyon gibi morfolojik kriterlere göre ülserasyon, aktivite ve kronikleşme gösteren terminal ileit paternleri belirlenmiştir. Buna göre olgular histopatolojik olarak 3 kategoriye ayrılmıştır: kronik ileit, ülserli aktif ileit ve ülsersiz aktif ileit. Karşılaştırmalar Ki-kare ve Fisher?s exact testler kullanılarak yapılmış, p<0.05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR: Terminal ileit tanısı alan 193 hastanın, 176?sında (%91.2) Crohn hastalığı (CH), 11?inde (%5.7) ülseratif kolit (ÜK), 6?sında (%3.1) Behçet hastalığı (BH) tanısı bulunmaktadır. Hastaların %57.5?i erkek, %42.5?i kadın olup, yaş ortalaması 40.9?dur. CH (%60.8) ve ÜK (%63.6) hastalarının çoğunda diffüz aktivite gözlenirken, fokal aktivite varlığı CH?da daha sıktır (%20.5). Ülserasyon, diğer tanı grupları ile karşılaştırıldığında (ÜK %9.1, BH %16.7), CH?da daha yüksek orandadır (%20.5). ÜK hastalarının hiçbirinde kriptit ve kript absesi gözlenmezken(p<0.05), kronikleşme bulguları CH?da daha fazla gözlenmiştir. Patern analizinde, hastaların 86?sında kronik ileit, 23?ünde ülserli aktif ileit ve 84?ünde ülsersiz aktif ileit bulunduğu saptanmıştır. ÜK ve BH olgularında baskın patern olarak ülsersiz aktif ileit görülürken (%63.6, %66.7, sırasıyla), CH?da kronik ileit paterni daha baskındır (%46). Ülsersiz aktif ileit grubunda diğer gruplara göre daha sık fokal aktivite bulunduğu izlenmiştir (%34.5, p<0.05).

SONUÇ: Terminal ileitlerde ayrıntılı histopatolojik değerlendirme ile yapılan patern analizi kronik inflamatuar bağırsak hastalıklarında farklılıkların bulunduğunu ortaya koymaktadır. Buna göre, CH?da daha şiddetli aktif ileit ya da kronik ileit izlenirken, ÜK ve BH?da terminal ileum tutulumunun daha hafif ileit şeklinde prezente olduğu görülmüştür.