Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
KOLOREKTAL KARSİNOM KAYNAKLI KARACİĞER METASTAZLARINDA BİLİYER DUKTUS İNVAZYONUNUN KLİNİKOPATOLOJİK VERİLERLE İLİŞKİSİ
Fatma Yıldırım1, Asuman Argon2, Deniz Nart3, Murat Sezak3, Başak Doğanavşargil3, Funda Yılmaz3
1Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Bölümü, Ankara
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Bölümü, İzmir
3Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, İzmir

Özet

AMAÇ: Kolorektal karsinom kaynaklı karaciğer metastazları farklı biyolojik süreçler sonucu oluşmaktadır. Bu süreçlerden en yaygın olanı tümörün vasküler ve/veya lenfatik yollar ile karaciğer parankimine ulaşması olup daha nadir olanı ise biliyer duktus epiteline tutunarak intrabiliyer büyüme ve sonrasında hepatik parankim invazyonu yapması şeklindedir. Çalışmamızda biliyer duktus invazyonu(BDİ) yapan kolorektal adenokarsinom metastazlarının klinikopatolojik özelliklerini ortaya koyabilmek hedeflenmiştir.

GEREÇ VE YÖNTEM: 2000-2011 yılları arasındaki karaciğer segmental rezeksiyon ya da metastatektomi yapılan; kolorektal adenokarsinom metastazı tanısı alan 133 olgu yeniden değerlendirildi. Olgularda BDİ varlığı ile yaş, cinsiyet, metastatik odak sayısı(tek- multipl), en büyük metastatik odak çapı, lenfovasküler invazyon(LVİ) varlığı, karaciğer rezeksiyon şekli, karaciğer rezeksiyonu cerrahi sınırının durumu, primer tümör diferansiyasyonu ve primer tümörde lenf nodu metastazı varlığı nonparametrik testler ile karşılaştırıldı.

BULGULAR: Olguların %14,3’ünde (n=19) BDİ saptandı. BDİ gösteren olguların %73,7’si segmental rezeksiyon şeklinde opere edilmişti ve %63,2’sinde rezeksiyon sınırı tümörsüzdü. BDİ saptanan olgularda erkek cinsiyet baskınlığı (p=0,043) istatistiksel olarak anlamlı saptandı. BDİ izlenen olgular sıklıkla 50 yaş altında olmalarına (%16’a karşılık %13,9) ve daha fazla multipl odak şeklinde ( %18,6’a karşılık %12,2) saptanmalarına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi. BDİ ve LVİ birlikteliği gösteren olguların oranı %26,3 olarak saptandı. Primer tümör rezeksiyon materyaline ulaşılabilen olgu sayısı 100’dü. Bunlar içerisinde BDİ invazyonu saptanan olguların %64,3’ü orta derece diferansiye adenokarsinom morfolojisindeydi. Primer tümör rezeksiyonunda lenf nodu metastazı olan olgularda daha fazla oranda BDİ saptanmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05).

SONUÇ: Bu çalışmada, BDİ erkeklerde daha fazla görülmüş, ayrıca genç yaş (< 50), multipl odak metastaz, LVİ ve primer tümör lokalizasyonunda LNM ile birlikteliği istatistiksel anlamlılık göstermese de daha fazla izlenmiştir. Bilindiği gibi, kolon adenokarsinomları karaciğer metastazı için sıklıkla lenfovasküler yolu kullanmaktadır. Biliyer duktus invazyonu ise nadir bir metastatik yol olarak tanımlanmıştır. İntrahepatik biliyer intraduktal papiller neoplazilere yaklaşımda, nadir olan ve kolayca akla gelmeyen biliyer invazyon yolu ile gelen kolorektal adenokarsinom metastazlarınında ayırıcı tanıda düşünülmesi gerekmektedir.