Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
BÖBREK KÖKENLİ TÜMÖRLERDE GATA-3 EKSPRESYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Hafize Özdemir1, Banu Sarsık1, Fuat Kızılay2, Sait Şen1
1Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, İzmir
2Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, İzmir

Özet

AMAÇ
GATA transkripsiyon faktör ailesinin 6 üyesinden biri olan GATA-3, ilk olarak T hücre gelişim basamaklarında anahtar regülatör olarak tanımlanmış ve meme glandları, deri, böbrek gibi pek çok organın gelişiminde rol oynadığı saptanmıştır. Ayrıca GATA-3 ekspresyonunun ürotelyal ve meme karsinomlarının neoplastik gelişim sürecinde etkili olduğu gösterilmiştir. Günümüzde bu tümörlerin tanısında sensitif ve spesifik bir yardımcı immunhistokimyasal belirleyici olarak kullanılmaktadır. Böbrek gelişim sürecinde üreter tomurcuğu ve glomerüler mezengium tarafından eksprese edilen GATA-3’ün inaktivasyonuna neden olan mutasyonlar çeşitli ürogenital malformasyonlarla sonuçlanmaktadır. Ayrıca GATA-3 ekspresyonunda down regülasyonun berrak hücreli renal hücreli karsinomların (RHK) patogenezinde rol aldığı gösterilmiştir.
Çalışmamızda böbrek kökenli tümörlerde GATA-3 ekspresyonunun varlığı ve histolojik subtipler arasındaki ekspresyon farkının ortaya koyulması amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM
2015-2017 yılları arasında böbrekte kitle nedeniyle yapılan radikal/parsiyel nefrektomi, nefroüreterektomi ve böbrek tru-cut biyopsi materyali olan 102 olgunun hematoksilen-eozin ve immunhistokimyasal boyalı preparatları retrospektif olarak yeniden değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Olguların 80’ine (%78,43) nefrektomi, (61’i radikal; 19’u parsiyel) 13’üne (%12,8) nefroüreterektomi, dokuzuna (%8,9) böbrek tru-cut biyopsi yapılmıştı. Olguların 67’si erkek ve 35’i kadın olup, ortalama 60,92 (30-82) yaşta idi. Tümörlerin 33’ü (%32,35) berrak hücreli; 11’i (%10,78) kromofob hücreli; sekizi (%7,84) berrak hücreli-papiller; ikisi (%1,96) papiller; ikisi (%1,96) translokasyon, biri (%0,98) müsinöz tübüler iğsi hücreli karsinom, ikisi (%1,96) epitelyal malign tümör, 14’ü (%13,72) sınıflandırılamayan RHK iken, yedisi (%6,86) onkositom olarak değerlendirildi. Pelvis renalis yerleşimli 19 tümör (%18,62) ürotelyal karsinom morfolojisindeydi. Üç olguda ise senkron tümör (biri ürotelyal karsinom ile berrak hücreli RHK ve ikisi ürotelyal karsinom ile papiller-berrak hücreli RHK) gelişimi saptandı. GATA-3 pozitifliği 41 (%40,19) tümörde saptanmış olup, 30’u (%73,17) diffüz pozitif, 11’i (%26,82) fokal pozitif olarak değerlendirildi.
Tümörlerin GATA-3 pozitifliğine bakıldığında; ürotelyal karsinomların tümünde, kromofob hücreli RHK’ların %91’inde ve berrak hücreli-papiller RHK’ların %44’ünde pozitiflik saptandı. Onkositomların tümünde saptanan GATA-3 negatifliği ile kromofob ve berrak hücreli-papiller RHK’larda saptanan GATA-3 pozitifliği dikkat çekicidir.
SONUÇ
Gerek nefrektomi, gerekse böbrek tru-cut biyopsi materyallerinde özellikle de kromofob hücreli RHK ve onkositom ayrımı tanısal sorun yaratabilmektedir. Bulgularımız; morfolojik olarak ayrım yapılamayan eozinofilik sitoplazmaya sahip olan bu tip tümörlerin tanısında GATA-3 pozitifliğinin kromofob hücreli RHK yönünde katkı sağlayacağını göstermektedir.